Doğru marka yönetimini ‘kompakt‘ bir şekilde sunuyoruz ve en ekonomik yöntemlerle en iyi sonucu almanızı sağlıyoruz.
RD Medya’yı 2017 yılında kurduk ve kurulduğu günden bu yana adım adım büyüyerek yolumuza devam ediyoruz. Markalara ve şirketlere birçok noktada destek veriyoruz. Bu piyasaya girmeden önce iyi bir saha analizi yaptık ve işletmelerin hangi noktalarda desteğe ihtiyacı olduğunu belirledik. Örneğin bir işletme; web sitesi, sosyal medya yönetimi, sosyal medya görsel içerikleri, kurumsal kimlik ve video çalışmaları için ayrı ayrı firmalarla görüşüp her biriyle ayrı bir çalışma yapıyor. Bu, kurumları hem yoran hem de bütçe açısından zorlayan bir durum.
Çalışmalardan biri aksadığında kurumlar devamlılık noktasında da sorunlar yaşıyor. RD Medya olarak işletmelerin tüm hizmetleri tek bir yerden alabileceği ‘H(ikayeni)A(nlat)’ adını verdiğimiz kompakt bir modül geliştirdik ve kurumların ihtiyacı olan tüm hizmetleri tek bir yerden almasını sağladık. Çıkış noktamız biraz da burasıydı. Ayrıca tüm bu tasarım odaklı çalışmaların içinde yeni bir şey söylememiz gerekiyordu. Üç yıla yakın bir süredir bunu gerçekleştiriyoruz.
Ticarette bir kural vardır; ‘Bir işi ya ilk yapan olun ya da herkesin yaptığı işi, herkesten daha iyi ve farklı yapın!’. Bunlardan hangisini yapacağına karar vermeli markalar. Bir ürünün ya da hizmetin markaya dönüşmesi biraz uzun ve çileli bir yolculuktur. Girişimcilerin ve yeni bir marka yaratmak isteyenlerin sabırlı ve istikrarlı olması gerekiyor. Yeni ticari düzen içerisinde kendilerini doğru konumlandırmaları ve en uygun pozisyonu almaları lazım. Sabrın yanı sıra finansal bir dayanma gücünün de olması gerekiyor.
Yatırımın doğru yerlere yapılması, iyi bir lansman, görünür olma ve sürdürülebilir reklam kampanyası ilk şart. İşletmesini büyütmek isteyenlerin ise satışlarını artırma stratejilerini iyi belirlemeleri lazım. Değişim iyidir ancak mevcut markanın temel prensiplerine aykırı gelmeyecek yöntemler ile yapılmalıdır. Siz az veya çok bir kitle tarafından bilinirlik oluşturmuşsanız değişimi ve gelişimi bunun üzerine inşa etmelisiniz. Burada da en önemli husus ulaşılabilir ve müşteri beklentilerine çabuk cevap verebiliyor olmaktır. Maalesef ki modern insan tembel ve tüm bilgilere aynı anda kısa sürede ulaşmak istiyor. Kısa sürede markanızı ne kadar iyi anlatırsanız o ölçüde kazanırsınız. Sosyal medya, doğru kullanırsanız çok etkili bir marka enstrümanı olabilir.
İşletmeler, sosyal medyayı markaları veya işletmeleri üzerine dizayn etmeli ve markayı şahsileştirmemelidir. Bir markanın hesap içeriklerinde ‘Dostlar ile yenilen bir yemek!’ gibi paylaşımlar olmamalıdır. Hesabınızın sizi değil, markanızı anlatması gerekiyor. Bazı sektörlerde, kişi bir marka ise bu durum biraz daha farklı olabilir. Örneğin; diyetisyenler, doktorlar, yazarlar veya modacılar… Örnekler çoğaltılabilir. Burada ilk sattığınız ürün, kişinin kendisidir yani o kişinin yetenekleridir.
Bu tarz hesapların özgürlük alanı biraz daha geniştir. Bunun dışında içeriklerinizin kalitesi ve dikkat çekiciliği de önemli. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte telefonlar ile çekilen videolar basit kurgu programları aracılığı ile işletmeler tarafından sosyal medya hesaplarında servis ediliyor. Amaca hizmet ediyorsa bu doğru bir strateji olabilir ancak az evvel bahsettiğim tıkanmanın yaşanacağı da muhtemeldir. İçeriklerin kaliteli olması marka değerini yükseltir. Sürdürülebilir olması da en az kaliteli içerik kadar önemlidir.
Bir marka günde iki paylaşım yapıyorsa en az 6 ay bu rutini ile devam etmelidir. Tam da bu nokta, görünür olmanın temel ilkesini oluşturur. Markaların tatil yapmak gibi bir lüksü yoktur ve olmayacak da. Bugün dünyanın pek çok büyük markası hala reklam yapıyorsa bunun bir karşılığı vardır demektir.
Sponsorlu reklamlar ise bambaşka bir başlıkta değerlendirilebilir. Sonuçta doğru hedef kitlenin belirlenmesi ve doğru analiz yapılarak sponsorlu reklamlara çıkılmalıdır. Sınırları iyi çizilmeyen, algoritması doğru hesaplanmamış reklamlar ile bir dağın tepesinden aşağı paranızı savurmak aynı şeydir. Göktürk’te verdiğiniz restoran reklamı Muş’tan görünüyor ve etkileşim alıyorsa geçmiş olsun. O yüzden kaliteli ve hedef kitlenin ilgisini çekecek hem görsel hem de video içerikleri hazırlamak gerekiyor. Bugün Instagram’da ortalama video izleme süresi 13 saniye. Bu istatistik şu anlama geliyor; ilk 10 saniyede hedef kitlenin dikkatini çektiniz çektiniz, çekemediyseniz başarılı bir içerik üretmiş olmuyorsunuz. Tüm emeğiniz ve paranız çöpe gidiyor. RD Medya olarak en hassas olduğumuz noktalardan biri de budur.
Öncelikle markaların, kendilerini konumlandırdıkları yeri tespit etmek gerekiyor. Hedef kitlem kim? Ne satıyorum? Ne amaçla satıyorum? Markam tüketicide ne anlam ifade ediyor? gibi soruları cevaplamadan çalışmalara başlamak kurumları daima bir adım geride bırakacaktır. Markalar, doğru cevapları vermeden reklam çalışmalarına başlar ise bir gün bir tıkanma yaşayacaktır. O noktada markaların stratejileri genellikle yeni bir ajans bulup her şeye baştan başlamak oluyor. Bu durum gömleğinizin bir düğmesini yanlış iliklemekten farksızdır. Siz her şeye doğru başladığınızı düşünüyorsunuz ancak bir noktaya gelince doğru yapmadığınızı anlayıp yeniden başa dönüyorsunuz. RD Medya olarak doğru yerden başlamanız için kurumlara ücretsiz danışmanlık veriyoruz.